6 Ağustos 2010 Cuma

XI-XII. yüzyıllarda Türklerin tarihi, siyasi ve sosyal yapısı

Türkler, 8. Yuzyıldan itibaren Müslümanlığın etkisinde kalarak yeni dini kabul etmeye başlamışlardır. Müslümanlığı önce doğudaki , maveraünnehr yöresinde yerleşmiş bulunan Türkler arasında yayılması 10. Yuzyılda gerçekleşebilmiştir 9. Yuzyılın ortalarında Horasan’da Samanoğulları Devleti’nin kurulduğunu biliyoruz Bu devleti yöneten hükümdar ailesi, bir türk ailesi olduğu izlenimini yaratacak ölçüde Horasan’da, Maveraünnehr’de Türklerle iş ve güç birliği yapmış, ordusunda daha çok Türklere yer vermiştir. Samanoğulları halkının çoğunun Türk olduğunu, ancak resmi dil olarak Arapça ve Farsçayı kullandıklarını biliyoruz. Nitekim, 10. Yuzyılın ortalarında kurularak 12. Yuzyılın sonlarına kadar egemenliğini sürdürmüş olan Gazneliler’de sarayın ve ordunun kullandığı dil Türkçe olmakla birlikte resmi dil gene Arapça’dır

Daha 8. Yuzyılın sonlarında Fergan, Kaşgar, Aksu yörelerinde devlet kuran ve zaman zaman Araplar ve Samanoğulları ile savaşan Karahanlılar, 10. Yuzyılın ilk yarısında hükümdarları Satuk Buğra Han ın Müslümanlığı kabul etmesi üzerine Müslüman olarak ilk Müslüman Türk devletini kurdular. Böylece 8. Yuzyıldan itibaren Müslüman olmaya başlayan Türklerin yaşadığı Maveraünnehr, Horasan, Kaşgar yöresi 12. Yuzyıla kadar, aşağı yukarı 4 yuzyıl süren bir dönem içersinde Müslüman olmuştur. Müslüman olan Türkler’in ibadet için Kur’an okumaları gerekiyordu. Böylece Türkler, Müslüman diğer milletler gibi Arap yazısını kullanmaya başladılar.

Müslüman olan Türkler’in yavaş yavaş İslam kültürüne girmesinde Araplar’dan çok İranlıların etkisi olmuştur. Başka bir deyişle, İslam kültürü, dünya görüşü ve bunların ürünü olan ortak İslam edebiyatının iç ve dış yapısını oluşturan ögeler İranlılar’ın aracılığıyla Türk edebiyatına girmiştir. Hatta yeni dinin, ibadetle ilgili önemli terimlerinden bazıları Türkçeye Arapçadan değil Farsçadan geçmiştir. Örneğin, salat yerine namaz, vudu yerine abdest, savm yerine ruze(oruç) ve ilami Türk edebiyatının özellikle ilk dönem metinlerinde rastladığımız ferişte (melek) hep Farsçadan geçmiş kelimelerdir.

0 yorum:

Blogger Template by Clairvo