6 Ağustos 2010 Cuma

Bilgelerle Diyaloglar

Eski Yunan filozoflarının dünya ve insan yorumlarının yanında, yine "insan"ı anlatan onlarca hikâyesi de yüzlerce yıldır anlatıla anlatıla günümüze kadar ulaşmıştır. Bunların en ünlüleri Büyük İskender''e "Gölge etme başka ihsan istemem" diyen Diogenes''e (Diyojen) aittir. Bu kadar ünlü olmasa da hâlâ yazılan, aktarılan birçok kısa hikâyede yine insanın durumları aynıdır.

***

Kral Dionysios, Aristippos''a sorar:

"Nedendir acaba, her gün filozoflar hükümdarları ziyaret ederler de, hiçbir hükümdar kalkıp bir filozofu ziyarete gitmez?"

Aristippos, "Bunda şaşacak bir şey yok hükümdarım" der, "Hekimler, yatağından kalkamayacak durumdaki hastalara giderler, çünkü o hastaların hekimlere gitmeleri mümkün değildir.."

***

Kıbrıs Kralı Nikokreon''un sofrasında Isokrates hiç konuşmadan oturur dururmuş. Neden böyle sessizce oturduğunu soracak olmuşlar. Şöyle demiş filozof:

"Burası benim söyleyeceklerimin yeri değil; burada söylenmesi gerekenleri de ben bilmiyorum, o yüzden susuyorum.."

***

Aisopos (Esop) evinde çalışırken, bir asil kapıyı vurmadan içeri girer ve kitaplarına eğilmiş filozofa, "Böyle yapayalnız nasıl oturabiliyorsun" der.

Aisopos başını kaldırır, "Ben yalnız falan değildim" der, "ama sen içeriye girdiğin andan itibaren ne kadar yalnız olduğumu anladım."

***

Xenocrates (Zenon) bir öğrencisiyle konuşuyor, o ne derse öğrencisi sürekli onaylıyormuş. Filozofun sabrı tükenmiş ve bağırmış:

"Hiç olmazsa bir kere itiraz et, başka bir fikir söyle de iki kişi olduğumuzu arılayayım.."

***

Atina''da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demostenes çıkar, ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmakta, filozofu dinlememektedir. Demostenes, "Bir hikâye anlatıp ineceğim" der ve anlatmaya başlar: "Uzun zaman önceydi, bir delikanlı Atina''dan Megara''ya gitmek için bir eşek kiralamıştı. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara''da işi vardı, beraber yola düştüler. Konuşa konuşa giderlerken öğle sıcağı bastırdı, biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için bir su başına çöktüler. Ama ortalıkta hiç gölgelik yoktu ve eşeğin sahibi yemeğini alıp eşeğinin gölgesine sığındı. Eşeği kiralayan genç buna içerledi, ''Sen çekil gölgede ben oturacağım'' dedi. Beriki itiraz etti: ''Ben oturacağım, çünkü eşek benim.'' Delikanlı Ama ben eşeği kiraladım'' deyince, eşeğin sahibinden ''Ben sana eşeği kiraladım gölgesini değil'' cevabını aldı ve aralarında kavga çıktı."

Hikâyenin tam burasında Demostenes kürsüden iner yürümeye başlar. Dinleyiciler, "Sonunda ne oldu, sonunu anlat" diye bağrışmaya başlayınca Demostenes kürsüye döner:

"Sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalıştım, dinlemediniz. Şimdi ise eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Ne fikrimi söyleyeceğim ne de eşeğin gölgesine ne olduğunu..."

Kürsüden iner, yürür gider.

***

Atina halkı, yöneticilerinden fena halde şikâyetçiydi, ama onları nasıl göndereceklerini bir türlü bilemiyorlardı. Tartışmaların sonunda somut bir fikir çıkmıyordu. Bir gün Antisthenes kürsüye çıktı:

"Atinalılar size bir teklifim var: Hemen bir kararname çıkarıp bütün eşeklerin at olduğunu ilan edin. Bundan sonra da eşeklere eşek demeyin, hep at deyin."

Biri sorar: "Peki bunun bize ne faydası var?"

Antisthenes cevap verir: "Ne demek ne faydası var? Yeni yönetici konusunda anlaşamadığınıza göre, çözüm bulunana kadar eşekler tarafından yönetilmek utancından kurtulmuş oluruz."

0 yorum:

Blogger Template by Clairvo