6 Ağustos 2010 Cuma

Aşk Hikayesi - Love Story - Film İnceleme

Gelmiş geçmiş en trajik aşk öykülerinden biri olan Love Story/Aşk Hikayesi, fakir bir genç olan Jenny (Ali MacGraw) ile Boston’lu zengin bir avukat olan Oliver’in trajik aşk hikayesini anlatıyor. Oliver’ın babasının karşı çıkması bile bu aşkın önüne geçemez ve çift evlenir. New York’ta bir işte çalışmaya başlayan Oliver ve Jenny için her şey bir süre harika görünse de bir süre sonra Jenny’nin ölümcül hastalığı, Oliver’ın Jenny’siz bir gelecekle yüzleşmesi gerektiğini anlatır. En iyi yönetmen, en iyi aktör, en iyi aktris, en iyi senaryo gibi birçok dalda Oscar ödüllü olan bir aşk hikayesi

Yönetmen: Arthur Hiller

Oyuncular
Ali MacGraw ... Jennifer Cavalleri
Ryan O'Neal ... Oliver Barrett IV
John Marley ... Phil Cavalleri
Ray Milland ... Oliver Barrett III
Russell Nype ... Dean Thompson
Katharine Balfour ... Mrs. Barrett
Sydney Walker ... Dr. Shapely
Robert Modica ... Dr. Addison
Walker Daniels ... Ray Stratton
Tommy Lee Jones ... Hank Simpson

Yapımcı: Howard G. Minsky
Görüntü Yönetmeni: Dick Kratina
Senaryo: Erich Segal
Müzik: Francis Lai
Tür: Drama, Romantik
Süre: 99 dak.

Ödüller:
En İyi Orjinal Müzik Oscar Ödülü 1971
En İyi Film Oscar Ödülü Adaylığı 1971
En İyi Yönetmen Oscar Ödülü Adaylığı 1971, En İyi Film Altın Küre Ödülü 1971
En İyi Kadın Altın Küre Ödülü 1971
En İyi Orjinal Müzik Altın Küre Ödülü 1971
En İyi Seneryo Altın Küre Ödülü 1971

Aşk Fimlerine karşı biraz mesafeliyim.Bir çoğunun klişe olmaktan öteye gidemediği düşüncem önyargı haline gelmeye başladı.

Hatta öyle ki sinema tarihinin en çok meşhur aşk filmlerinden biri olan "Love Story" yi henüz yeni seyrettim.O da tesadüfi oldu.

Filmin başrolünde karşımıza daha sonra büyük usta Stanley Kübrickin unutulmaz filmlerinden Barry Lyndon da oyunculuğunu kanıtlayacak olan Ryan O'Neal dikkat çekiyor.

Bu filmin herhalde müziğini duymayan yoktur.Müziği filmi de aşmış aslında.

Film basit bir aşk hikayesi.Yeşilçamında çok beslendiği farklı sosyal statülerdeki insanların (zengin-fakir)birbirine olan aşkı.Yalnız film farklı sosyal statülerdeki insanların aşklarının yarattığı sorunlar ya da aşkın sosyal statü engelini aşıp aşamayacağı sorusu üzerinde çok fazla durmuyor.Hatta Oliver'in babasıyla olan çatışması daha ön planda bana kalırsa.Oliver babasının kuralcı despot yapısından sıkılmış kendi kararlarını kendi vermek isteyen kendi hayatını yaşamak isteyen bir karakter.

Babasının karşı çıkmasına rağmen evlenmeleri daha sonra Jenny'in hastalığı nedeniyle maddi bakımdan Oliver'in babasına muhtaç olması belki tek başına aşkın yetmediğini aklımıza getirse de akibetinde paranında yetmediğini görüyoruz.

En acıklı filmlerden biri olarak görülen Aşk hikayesi açıkçası beni pek.etkilemedi.Filmin eski bir film olduğunu ve o günden bu güne benzer konuda sayısız filmi izlediğimizi düşünürsek bunun bir sebebi de bu olabilir. Diğer yandan herkesin salya sümük ağladığı "Babam ve oğlum" filminden de fazla etkilenmeyen biri olarak duygusallık anlayışımın bir çoklarından farklı bir yerde olduğunu itiraf etmem gerekiyor.

Bunun dışında filmde aşkın o masum yanını özellikle -ilk bölüm için- çok fazla bulduğumu söylemem.Aşık olunanın kolay bir şekilde elde edilmesi benim için bu tür filmlerde olumsuz..

Olayların hızlı gelişmesi de bir başka olumsuz tarafı.Bir de bir aşk filminde şiirselliğin ahengin önemli olduğunu düşünüyorum.Kelimeler dans etmeli.
Argo olarak nitelendirilebilecek sözlerin bir aşk filminde gereksiz yere serpiştirilmesi de benim için bir başka olumsuz tarafıydı filmin....

Belkide benim açımdan filmin en iyi, en akılda kalan, bölümüyle, Sadakat yeminiyle bitirelim.


Jenny:

ikimizin ruhu saglam olarak
ayaklandiginda
yuz yuze, sessizce, giderek yakinlasacagiz
ta ki uzayan kanatlarimiz bir noktada atesle temas edene dek,
dunya, bize aci verecek ne gibi bir kotuluk yapabilir
bakalim, bu kotulukleri gorecek kadar burada kalacak miyiz?
dusun! birlikte yukselirken, melekler uzerimize gelecekler
ve bize kusursuz sarkilarin altin namelerini sunacaklar
derin ve anlamli sessizligimize
biz dunyada kalalim sevgilim,
insanligin haksiz tavirlari eriyip gitsin
ve saf ruhlar bir kenara ayrilip
sevgiye bir yer ayirip gunlerimizi gecirelim
karanlik ve olum saati gelip catana kadar.''

Oliver:
sana elimi veriyorum
sana, paradan daha degerli olan sevgimi veriyorum
sana kilise ya da yasalar onunde kendimi veriyorum
sen de bana kendini verir misin? benimle bu yolculuga cikar misin?yasadigimiz surece birbirimize bagli kalabilir miyiz?''
ben, oliver barrett, seni, jennifer cavilleri'yi,
bugunden itibaren karim olarak aliyorum...
...ve olum bizi ayirana kadar sevecegime söz veriyorum

OnuR

Yazıyı kullanmak isterseniz kaynak belirtiniz..

0 yorum:

Blogger Template by Clairvo